Julia Cameron'un eseri olan Sanatçının Yolu kitabının 3. hafta bölümünde eşzamanlılık kavramı bizi karşılıyor. Sanatçını Yolu 12 haftalık pratikler sunan bir rehber niteliğinde. Kitabın kendini tanımlaması ise "Daha üsten yaratıcılık için spiritüel bir yol" şeklindedir. Peki nedir bu eşzamanlılık? Normal bir insan eşzamanlılık yaşar mı? Yoksa üstün yeteneklere mi sahip olmamız gerekiyor...
Eşzamanlılık bizim günlük dilde kulladığımız şu anlara denk geliyor: denk geldi, tesadüfe bak, tam ihtiyacım olan buydu. Julia Cameron kitabında eşzamanlılığı bizlere dualarımızın kabul olması şeklinde ifade ediyor. Üstüne bir de güzel bir soru bırakıyor 'dualarının kabul olmasına gerçekten hazır mısın?'. Çünkü bazı zamanlar hazır değilizdir. Bunu ancak hazır olduğumuz bir zaman yaşayıp geriye baktığımızda görebiliriz. İstediğinizin gerçekleşmesi size henüz pek yakın görünmüyorsa bilin ki masaya getireceğiniz yapboz parçalarınız var. Parçaları bir araya getirmek için ne acele etmeli ne de ayak sürümeliyiz. Hayalimizi ocağın üstündeki bir tencere yemek gibi düşünelim. Pişine kadar beklemeli ve fakat yanmadan kaldırıp yemeye hazırlamalıyız.
Eşzamanlılık ise bizler yaşamımızı dilediğimiz gibi şekillendirirken evrenin bize uzattığı bir yardım eli niteliğindedir. Carl Jung eşzamanlılık kavramını kendi yaşamından örneklerken bir yandan bilimsel bir düzleme yerleştirme işini başarıyla yapar. Bizler nasıl istersek öyle algılayalım; eşzamanlılığın farkında olmanın bize kazandıracaklarına odaklanabiliriz. Örneğin uzun süredir hayal ettiğiniz ama dile getirmekte zorlandığınız bir hayalinizi birine anlatın, bir yere yazın ya da çizin; sonraki günler hayaliniz hakkında önünüze düşen fırsatları görecek bir gözle güne başlayın. Bakalım sizin 'İşte aradığım bu!' anlarınız neler olacak?
Şimdilerde hepimizin farkında olduğu bir şey var ki biz bir ayakkabı hakkında konuştuysak dijital dünyaya girdiğimiz anda ayakkabılar önümüze dökülüyor. Reklam ve satış ekipleri, yapay zekalar bizim için (!) arka planda hummalı bir çalışma yürütüyor. İşte bizim evrenimiz de bizim hayallerimiz için böyle çalışıyor. Üstelik evrenin içinde saklı verinin boyutunu da düşünürsek tüm yapay zekaların yapabileceğinden çok daha fazlasını bize sağlayabilir.
Evrene, akışa ve kendimize güvenerek, gözlerimizi ve gönlümüzü eşzamanlılıklara açık tutarak yolda yürümeye devam edelim yeter.
Çok başarılı, yol gösterici ve samimi bir yazıydı. Teşekkürler farkındalıklar için🙏